Regülasyon – Finansal Raporlama ve Uyum Türkiye, kurumsal sürdürülebilirlik yönetiminde önemli bir eşiği geride bıraktı. Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) ile ilgili “Uygulama Kapsamına İlişkin Kurul Kararları”, 29 Aralık 2023 tarihli ve 32414 sayılı Mükerrer Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu kapsamda, belirli büyüklük kriterlerini karşılayan şirketler için 01 Ocak 2024 itibarıyla sürdürülebilirlik raporlaması zorunlu hale getirildi. 📊 Kimler Raporlama Kapsamında? Aşağıdaki üç kriterden en az ikisini arka arkaya iki raporlama döneminde aşan işletmeler, zorunlu TSRS raporlamasına tabi tutulacaktır: 250 ve üzeri çalışan, 500 milyon TL ve üzeri aktif toplamı, 1 milyar TL ve üzeri yıllık net satış hasılatı. Buna ek olarak, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) denetimine tabi tüm bankalar, herhangi bir eşik değere bakılmaksızın doğrudan raporlama yükümlülüğü altına alınmıştır. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) bünyesindeki bankalar ise uygulama dışında bırakılmıştır. 🌍 ISSB ile Tam Uyumlu Ulusal Standartlar TSRS, Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB) tarafından geliştirilen S1 (Genel Sürdürülebilirlik İfşaları) ve S2 (İklimle İlgili İfşalar) standartlarıyla tam uyumlu olarak hazırlanmıştır. Bu sayede Türkiye, küresel yatırımcı beklentileri ve ESG uyumlu finansman kaynaklarına erişim açısından rekabetçi bir yasal zemine kavuşmuştur. ⚖️ Yasal Dayanak ve Gönüllü Raporlama Hakkı Bu düzenleme, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 88. maddesine 4 Haziran 2022 tarihli değişiklikle eklenen yetki çerçevesinde, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) tarafından hazırlanmıştır. Zorunluluk kapsamı dışında kalan şirketler ise, dilerlerse gönüllülük esasına göre TSRS uyumlu sürdürülebilirlik raporu yayımlayabileceklerdir. TSRS’nin yürürlüğe girmesiyle birlikte Türkiye, sürdürülebilirlik performansının sadece beyanla değil; mali etkilerle bağlam kurarak açıklanmasını esas alan entegre raporlama modeline geçmiştir. Bu dönüşüm, işletmeler için yalnızca bir uyum yükümlülüğü değil; aynı zamanda finansmana erişim, yatırımcı güveni, kurumsal şeffaflık ve risk yönetimi açısından stratejik bir fırsattır.