Kurumsal Geleceğe Sürdürülebilir Adımlar

Omnicircle, sürdürülebilirlik ve kurumsal dönüşüm alanında uçtan uca danışmanlık sağlayan bir platformdur.

Hakkımızda

Omnicircle,şirketlerin sürdürülebilirlikten kurumsallaşmaya, raporlamadan stratejik sermaye planlamasına kadar uzanan tüm dönüşüm süreçlerinde uçtan uca hizmet sunan danışmanlık ve uygulama platformudur.

Farklı sektörlerde edindiğimiz saha tecrübesiyle, yalnızca teorik rehberlik değil, uygulanabilir çözümler sunuyor; ulusal ve uluslararası düzeyde akredite olmuş yapılarla iş ortaklığı kurarak güçlü bir etki alanı yaratıyoruz.

Devamını Oku

Servislerimiz

TSRS
Nedir?

Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS), işletmelerin çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) temelli sürdürülebilirlik performanslarını finansal etkilere bağlamlı şekilde açıklamalarını zorunlu kılan ve Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) tarafından yayımlanmış yasal düzenlemelerdir.

Avrupa Birliği’nin CSRD (Corporate Sustainability Reporting Directive) deneyimi temel alınarak yapılandırılan bu standartlar, yalnızca beyan niteliğinde sürdürülebilirlik verileri sunmayı değil, aynı zamanda iklim, sosyal, yönetişim kaynaklı risk ve fırsatların işletmenin nakit akışı, sermaye maliyeti ve finansal dayanıklılığı üzerindeki etkilerini nicel ve nitel düzeyde açıklamayı zorunlu kılar.

Partnerlerimiz

Hexagraphene, sürdürülebilir ve çevreci teknolojiler geliştirmeye odaklanan bir Türk nanoteknoloji firmasıdır. Patentli platformu, yerli sanayi atıklarını ve doğal yan ürünleri yüksek performanslı katkı maddelerine dönüştürerek doğal kaynak kullanımını ve emisyonları azaltmayı hedefler.

Devamını Oku

Kanada merkezli Dallata Consulting Group Ltd., finansal danışmanlık ve kurumsal strateji alanlarında küresel çözümler sunan deneyimli bir şirkettir. Stratejik planlama, birleşme‑satın almalar, sermaye ve borç finansmanı, iş geliştirme ve tedarik zinciri yönetimi gibi hizmetlerle müşterilerinin kısa dönemde hızlı aksiyon, uzun vadede sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşmasına destek olur.

Devamını Oku

Kif

Kif Stüdyo

Kif Stüdyo, şirketlerin kurumsal stratejileri ve süreç yönetimi alanında uzmanlaşmış bir kurumsallaşma danışmanlığı firmasıdır. Hem kamu kurumlarına hem de özel sektöre sunduğu hizmetlerle, markaların dış dünyaya yansıyan kurumsal duruşunu daha profesyonel, etkili ve güvenilir bir çizgiye taşımayı hedefler. Kurumsal kimliğin yapılandırılmasından iletişim ve içerik stratejilerinin geliştirilmesine; dijital ve fiziksel sunum araçlarının profesyonelleştirilmesinden marka dili ve görsel standartların kurum kültürüne uygun şekilde yeniden tasarlanmasına kadar tüm süreçlerde, firma içi ekiplerle entegre biçimde çalışır.

Devamını Oku

Sürdürülebilirlik, artık yalnızca çevresel bir tercih değil; şirketlerin uzun vadeli başarısı, yatırımcı güveni ve uluslararası ticaretteki rekabet gücü açısından stratejik bir gerekliliktir. Gerek TSRS gerekse ESRS gibi güncel raporlama standartları, işletmelerin tüm sermaye türlerini – finansal, beşerî, doğal, yapısal ve ilişkisel – entegre biçimde yönetmesini ve şeffaf biçimde raporlamasını zorunlu kılmaktadır.

- Emek ve Kaynak Optimizasyonu
Sürdürülebilirlik ilkeleri, işletmelerin insan kaynağını, enerji tüketimini ve operasyonel süreçlerini daha verimli kullanmalarını sağlar. Bu yaklaşım hem maliyetleri düşürür hem de çalışan bağlılığını ve verimliliği artırır.

- Yeni Ticaret Kurallarına Uyum
AB Yeşil Mutabakatı, Sınırda Karbon Düzenlemesi (CBAM) ve diğer uluslararası düzenlemeler, ihracat yapan firmaların sürdürülebilirlik kriterlerine uyumunu zorunlu hale getirmiştir. Bu kapsamda sürdürülebilirlik, yeni pazarlara erişim için bir ön koşul hâline gelmiştir.

- Şirketinizin Uzun Soluklu Devamlılığı
Kurumsal riskleri azaltmak, çevresel ve sosyal etkileri kontrol altına almak, itibar yönetimini güçlendirmek sürdürülebilirliğin temel faydalarındandır. Bu bütünsel bakış, işletmenin uzun vadeli dayanıklılığını ve adaptasyon yeteneğini artırır.

- Doğru ve Kapsayıcı Sermaye Yönetimi
Sürdürülebilirlik yaklaşımı, şirket sermayesini yalnızca finansal değerler üzerinden değil; insan kaynağı, doğal kaynaklar, paydaş ilişkileri ve altyapı bütünlüğü üzerinden değerlendirir. Böylece kurumun gerçek potansiyeli daha etkin ve stratejik bir biçimde yönetilir.
Yeşil sanayi düzenlemeleri, yalnızca çevresel bir gereklilik değil; şirketlerin uzun vadeli rekabet gücünü artırmak, finansal kaynaklara erişimini kolaylaştırmak ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine uyumunu sağlamak amacıyla ortaya çıkmıştır. Ulusal ve uluslararası düzenleyici kurumlar tarafından oluşturulan bu yeni çerçeve, iş dünyasının yeniden yapılandırılmasını ve stratejik dönüşümünü teşvik etmektedir.

- Kurumsal Yönetişimi Güçlendirmek
Yeşil dönüşüm politikaları, şirketlerin kurumsal yapılarını daha şeffaf, hesap verebilir ve sürdürülebilir hale getirmesini hedefler. Bu sayede işletmeler yalnızca bugüne değil, geleceğe de hazırlıklı hale gelir.

- Küresel Rekabet Gücünü Artırmak
Dış ticarette çevresel ve sosyal standartlara uyum, artık ürün kalitesi kadar belirleyici bir faktördür. Yeşil sanayi politikaları, Türk şirketlerinin uluslararası pazarlarda daha güçlü rekabet edebilmesini destekler.

- Yatırım ve Kaynak Erişimini Genişletmek
Sürdürülebilir iş modelleri, gerek kamu gerekse özel sektör fonlarına ve yeşil finansman kaynaklarına erişimin anahtarı hâline gelmiştir. Bu düzenlemeler, şirketlerin yatırım portföylerini çeşitlendirmelerine katkı sunar.

- İhracatta Stratejik Avantaj Sağlamak
AB başta olmak üzere birçok ülke, ithalat süreçlerinde karbon ayak izi ve sürdürülebilirlik performansına odaklanmaktadır. Yeşil sanayi düzenlemeleri, ihracatçı firmaların bu yeni kriterlere uyum sağlamasına olanak tanır.

- Dayanıklı ve Sürdürülebilir Kurumsal Yapılar Oluşturmak
Uzun vadeli kurumsal başarı, çevresel ve sosyal risklerin yönetilmesi ile mümkündür. Yeşil sanayi politikaları, şirketlerin dirençli, adaptif ve sürdürülebilir yapılara dönüşmesini teşvik eder.
Sürdürülebilirlik, artık yalnızca çevresel ya da yasal bir zorunluluk değil; şirketlerin gerçek potansiyelini ortaya çıkarabilmesi, uzun vadeli başarı hikayeleri yazabilmesi ve küresel ölçekte rekabet edebilmesi için vazgeçilmez bir stratejik araçtır. Türkiye’de pek çok işletme, güçlü üretim kapasitesine ve kaliteli insan kaynağına sahip olmasına rağmen, bu potansiyeli kurumsal bir yapıya dönüştüremediği için sınırlı büyüme ile yetinmek zorunda kalmaktadır.Neden Yeşil Sanayi Düzenlemeleri Gündemde?


Özellikle aile şirketlerinde görülen plansız sermaye kullanımı, profesyonel yönetim eksikliği ve vizyon geliştirme süreçlerinin zayıflığı, şirketlerin sürdürülebilir bir baş Bugünün iş dünyasında sürdürülebilirlik; yalnızca çevreye duyarlılık değil, aynı zamanda kaynakların verimli yönetimi, risklerin azaltılması, paydaşlarla güçlü ilişkiler kurulması ve kurumun geleceğe taşınması anlamına gelir. Bu nedenle sürdürülebilirlik, bir mecburiyet olarak değil; rekabet gücünü artıran, yatırımı çeşitlendiren ve kurumsal geleceği güvence altına alan stratejik bir gereklilik olarak ele alınmalıdır.
Sermaye, yalnızca finansal kaynaklardan ibaret değildir. Güncel sürdürülebilirlik raporlama standartları, şirketlerin beşeri, yapısal, sosyal, doğal ve finansal sermayeyi birlikte değerlendirdiği bütüncül bir yaklaşımı benimsemektedir. Bu yaklaşıma göre sermaye; şirketin yalnızca yatırım bütçesini değil, aynı zamanda: İnsan kaynağını (beşeri sermaye), Müşteri ve tedarikçi ilişkilerini (sosyal ve ilişki sermayesi), Altyapı, teknoloji ve kurumsal bilgi birikimini (yapısal sermaye), Doğal kaynak kullanımını ve çevresel etkilerini (doğal sermaye)Mecburiyet Değil, Stratejik Gereklilik Bu nedenle sürdürülebilirlik perspektifinde sermaye yönetimi, yalnızca mali planlamayla sınırlı kalmamalı; kurumun tüm varlıklarını, değerlerini ve potansiyelini stratejik biçimde kapsamalıdır. Omnicircle olarak biz, şirketinizin her türlü sermayesini görünür kılmak, etkinleştirmek ve uzun vadeli değer üretimini desteklemek için yanınızdayız.

Sürdürülebilirlik

Haberler

Sıkça Sorulan Sorular

Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) uyarınca; çalışan sayısı 250'yi, aktif toplamı 500 milyon TL'yi veya net satış hasılatı 1 milyar TL’yi art arda iki raporlama döneminde aşan işletmeler için 1 Ocak 2024 itibarıyla sürdürülebilirlik raporlaması zorunludur. Bankalar için bu zorunluluk doğrudan geçerlidir.

TSRS, ISSB’nin S1 ve S2 standartları ile tam uyumludur. Ayrıca GRI ve Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (ESRS) ile de entegre olarak çalışabilecek şekilde tasarlanmıştır.

ETS altyapısı hazırdır ve 2025 itibarıyla yürürlüğe girmesi beklenmektedir. Şu an MRV (İzleme–Raporlama–Doğrulama) sistemi üzerinden emisyonlar takip edilmektedir.

Elektrik, çimento, demir-çelik gibi sektörlerde faaliyet gösteren tesisler, yıllık sera gazı emisyonlarını izlemek, Bakanlığa raporlamak ve üçüncü taraf doğrulayıcılara onaylatmak zorundadır. ETS’nin devreye girmesiyle birlikte emisyon tahsisatlarına ve karbon fiyatlandırmasına da tabi olacaklardır.

Gönüllü Karbon Piyasası Proje Kayıt Tebliği kapsamında, doğrulanmış emisyon azaltımı sağlayan projeler (örneğin yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, ormanlaştırma) kayıt altına alınarak TVER (Türkiye Menşeli Karbon Kredisi) sertifikaları üretilebilir ve gönüllü piyasada satılabilir.

Açık artırma, spot piyasa, forward sözleşmeler, bankalama ve ödünç alma gibi mekanizmalar ETS kapsamında tanımlanmıştır. Karbon Piyasası Kurulu bu süreçleri düzenleyecektir.

Sürdürülebilirlik danışmanlığı, hem zorunlu raporlama süreçlerinde uyumluluğu sağlar hem de uluslararası yatırımcılar ve finansal kuruluşlar nezdinde güvenilirlik kazandırır. Aynı zamanda karbon piyasalarına erişim ve yeşil finansman olanaklarına ulaşım da bu süreçle kolaylaşır.

Omnicircle, MRV altyapınızın kurulması, karbon envanteri oluşturulması, ETS’ye yönelik tahsisat modelinizin hazırlanması ve sertifikasyon süreçlerinin yürütülmesi konusunda tam kapsamlı danışmanlık sağlar. Ayrıca karbon kredisi üretimi ve ticareti için ulusal ve uluslararası süreçlerde temsil desteği sunar.

Yeşil taksonomi, sürdürülebilir ekonomik faaliyetleri tanımlayan sınıflandırma sistemidir. Türkiye Yeşil Taksonomisi, 2025’e kadar yürürlüğe girecek şekilde planlanmakta olup, yatırım projelerinin çevresel uyumluluğunu ölçmede temel araç olacaktır.

Enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kullanımı, düşük emisyonlu üretim teknikleri ve atık yönetimiyle karbon ayak izi önemli ölçüde azaltılabilir. Ayrıca karbon kredisi alımı ve karbon denkleştirme stratejileriyle emisyonlar dengeye getirilebilir.